22 Aralık 2013 Pazar

Eataly - Zorlu Center'da Muhteşem İtalyan Mutfağı..


Bana İtalya'yı aratmayan bu muhteşem gurme marketi ve restorandan bahsetmeden önce nasıl bulduğumu anlatayım. Latin ve caz müziği doyasıya sevdiğimden geçtiğimiz hafta Ayhan Sicimoğlu ve Kerem Görsev'in konserine gittik Zorlu Center'da. Muhteşem bir konserdi elbette ama konumuza geri dönelim. Herkesin ilk heves, yeni bir merakla gittiği Zorlu Center'a ben de ilk defa gideceğimden dolayı biraz erken gittik, gezdik ve gitmeden önce konserden önce ne yiyeceğim diye araştırırken karşıma Eataly çıktı.


Zorlu Center - Eataly
Eataly - Zorlu Center'da İtalya Esintileri
Devamı için lütfen aşağıya tıklayın!


15 Aralık 2013 Pazar

Glisemik İndeks Diyeti - Son 5 Yılın En İyi Diyeti!

Son 5 yılın en başarılı diyeti, esasında bir yaşam tarzı. Aslında diyet demek istemiyorum çünkü tüm diyetler başarısız olmaya mahkumdur.

Gelin beraber bir düşünelim; üniversiteye/liseye başlarken diyet yapan ve kilo vermeye çalışan arkadaşlarınızı düşünün, üniversite/lise sonunda ya da şu anda da hala aynı konumdalar değil mi? Kilo vermeye çalışan, hep başarısızlık döngüsünde bir alıyor, bir veriyor. Zayıf olan birine bakın, hala zayıf değil mi? İstisnalar haricinde bu tablo hep doğrudur.

Öyleyse yemek listeleriyle diyetlere hala neden devam ediyoruz? Basit ama etkili bilgi ve taktiklerle yaşam tarzımızı değiştirerek kalıcı başarıya ne dersiniz?

Glisemik İndeks Diyeti Düşük Gıdalar Tüketerek Sağlıklı Zayıflama
Glisemik İndeksi çılgınca yüksek bir besin daha. Çok güzel ama göründüğü kadar masum değil.

Yazıya başlamadan önce bu diyetin arkasında yatan felsefeyi anlamak lazım, bu da bir önceki yazımda bahsettiğim insülin mekanizmasını anlamaktan geçiyor. Onu okumadıysanız, buradan okuyun ve sonra bu muhteşem diyete hep beraber başlayalım.

Devamı için aşağıya tıklayınız!

5 Aralık 2013 Perşembe

Enpara.com Deneyimi - Tavsiyemdir!

Uzun zamandır yoğunluktan yazamıyordum, bu aralar yeni bir işe başladım. İşe alışma, iş hayatına alışma dönemi derken zaman bulamadım ancak yavaş yavaş toparlamaya başladım. Mezun olduktan sonra işe başlayınca, malum kredi kartı da çıkarmak gerekiyor, iş vereninizin bankasıyla uğraşıyorsunuz, hesap açıyorsunuz derken lanet ettiğim bir süreç oldu.

Çalıştığım şirketin insan kaynaklarına dahili numarayı girip ulaşmayı beceremeyen Akbank mı dersin, banka kartını 1 ayda gönderen TEB mi dersin, çileden çıkardılar.Hem maaş hesabımdan biraz birikim yapayım, hem de kampanyalardan faydalanayım diye göz atarken karşıma Enpara çıktı. Üstelik son zamanlarda her yerde reklamını görüyordum ama dikkat etmemiştim, biraz araştırınca ve başvurunca Enpara bankacılığa bakış açımı değiştirdi.

Nasıl mı?




Devamı için lütfen aşağıya tıklayın!

3 Kasım 2013 Pazar

"İnsülin" hormununu kontrol ederek YAĞ Yakın!

Daha önce yağ yakımını hızlandırmak ile alakalı ipuçları verdiğim Nasıl Yağ Yakılır? adlı yazım oldukça ilgi gördü ve bir çok insanın tavsiyelere uyduğunu, işe yaradığını söylediğine şahit oldum. Ben de yaklaşık 4-5 aydır bunları uyguladığımdan ve şu ana kadar bunda başarılı olduğumdan dolayı işin biraz daha detayına girmek istedim. Basit ama kontrolümüz altında olursa müthiş bir yağ yakım aracı var. Nedir? İnsülin hormonu.

İnsülin hormonu hepimizin bildiği gibi kanımızdaki şeker seviyesini düşürmek için salgılanan oldukça kritik bir hormondur. Eksikliği çağımızda yanlış beslenmeden ya da genetik sebeplerden dolayı çok sık görülen şeker hastalığına yol açıyor. İnsülin anabolik bir hormondur, kas da inşaa eder, yağ da yakar ama kötü yanı onun tek görevi kandaki şeker seviyesini düşürmektir. Ne zaman ne yapacağına karar veremezsiniz.Peki vücudumuzda insülin salgılandığında ne olur?

İnsülini salgılatmak ya da salgılatmamak? Tüm mesele bu.

Devamı için lütfen aşağıya tıklayın!

12 Ekim 2013 Cumartesi

İstanbul'un En İyi 3 Nargilecisi

Kötü bir alışkanlık olduğunu bilsem de yaklaşık 9-10 senedir keyifle ve severek içtiğimdir nargile. En azından sigara içmiyorum diye kendimi kandırsam da nargilenin geleneksel keyfi hiçbir şeyde, hiçbir yerde yok ve kendini aratıyor meret! Eminim nargile içenler ve sevenler bu dediklerimi çok iyi anlıyorlar :)
Çorlulu Ali Paşa Medresesi
Çok eski zamanlara kadar dayanan tarihi bir keyif
Hal böyle olunca yıllardır İstanbul'da bir çok nargileciyi ziyaret ettim, müdavimi olduğum yerler oldu, çok sevdiğim yerler oldu. Geçen gün arkadaşım beni bildiğin en güzel nargileciye götür deyince bir düşündüm en çok beğendiğim nargileler nerede? diye. Aklıma gelen ilk 3 nargileci benim için çok netti ve sizle de paylaşmak istedim.

Anadolu yakasında 1, Avrupa yakasında 2 nargileci tavsiyesi vereceğim, en güzelleri olarak sizin de bana katılacağınıza eminim!

Devamı için lütfen aşağıya tıklayın!

28 Eylül 2013 Cumartesi

Çamlıbağ Kuntra Özel Rezerv 2008 ve Karalahna - Bozcaada'dan Hangi Şaraplar Alınır ?

Ay başında bu linkten ulaşabileceğiniz Bozcaada'da neler yapılır, nereler görülmeli tadında bir yazı yazmıştım. Hem yorumlara, hem de okunma sayısına bakıcak olursam oldukça beğenilmiş :) Yazım sırasında şarapları daha sonra detaylı bir şekilde inceleyeceğime değinmiştim hem şarapları yeni bitirdim hem de bunu yazmak için anca zaman bulabiliyorum.

Hepimizin bildiği gibi Bozcaada şaraplarıyla meşhur bir ada. Zamanında adada yaşayan ve sürgüne uğramayan Rum ailelerinin kültürünü Türklere aktarmasıyla da devam eden bu şarapçılık kültürü günümüzde de çok güzel bir şekilde devam ediyor.

Bozcaada küçük bir ada olmasına karşın adada Kuntra ve Karalahna olmak üzere 2 kırmızı, Vasilaki ve Çavuş olmak üzere de 2 beyaz şarap türü bulunuyor.  Şarap türleri isimlerini üzümlerden alıyor esasında :)

Bu küçük ve güzel adada halen şarap üretimi yapan en büyük 3 işletme Çamlıbağ, Talay ve Corvus. Şahsen Talay'ın şarapları oldukça asitli geldiğinden ben beğenmedim, Corvus da güzel şaraplara sahip olmasına rağmen oldukça pahalı ve ben ve benim gibi gerçek bir şarap gurmesi olmayanların o fiyata değecek bir tat farkı alacağını düşünmüyorum. Bundan dolayı adadaki en uygun maliyetli ve en güzel şarapları Çamlıbağ üretiyor. Ben de üç üreticinin de şarabını içtikten sonra dönüş yolunda Çamlıbağ Şarap Evinden bir sürü şarap aldım. Peki neler mutlaka alınmalı, niçin alınmalı?

Devamı için hemen aşağıya tıklayın!

11 Eylül 2013 Çarşamba

Beyaz Çay Mucizesi

Her geçen gün yeni bir şey çıkıyor, yeni şeyler "en sağlıklısı bu" sloganıyla mutfağımıza giriyor.

Şimdilerde, siyah çay, yeşil çay derken doğanın bir başka mucizesi "beyaz çay" çıktı piyasaya.

Daha önceki yazımda yeşil çayın yağ yakımına etkisini yazmıştım, şimdi de Beyaz Çayın etkilerinden bahsetmek gerekiyor.
Beyaz Çayın Faydaları - Kanserden koruyor
Beyaz Çayın Saymakla Bitmeyen Faydaları Mevcut
Devamı için hemen aşağıya tıklayın!

7 Eylül 2013 Cumartesi

İstanbul'un En İyi 2 Pizzacısı

Pizza, İtalyan mutfağına ait hamur işi olsa da, Amerika'da oldukça çeşitleri olan, ülkemiz tarafından çok kısa sürede benimsenen ve oldukça sevilen muhteşem bir  yemek türü.

Benim de en sevdiğim yemeklerden biri olan pizzayı İtalya'nın hemen hemen her yerinde tatma, yeme ve değerlendirme şansına sahip olmuş biri olarak bu kadar çok sevdiğim bir şeyi yaşadığım şehir olan İstanbul'da da en güzel şekilde yemeye ve İtalya'da aldığım o zevki almaya çalışıyorum.

İtalyan, Lezzetli Pizza


Öncelikle şunu bilin ki Amerikan Kültüründen gelmiş olan "kalın" hamurlu pizza, pizza değildir. 

Pizza dediğimiz ince hatta incecik hamurlu, çıtır çıtır olmalıdır..


Şu ana kadar İstanbul'da bir çok pizzacı denedim. Çoğunluğu "reklam" içeren gazete, dergi ve gezi rehberi sitelerinin en iyi pizzacı listelerinin hemen hemen tamamına gittim ve pizzalarını tattım.

Bütün bu gezdiğim süre boyunca benim aklımda kalan, damak zevkimi kabartan ve tekrar tekrar ziyaret ederek pizzasını afiyetle yediğim sadece 2 mekan var İstanbul'da.

Şans eseri olacak ki biri Anadolu, diğeri de Avrupa yakasında. İkisini birbirinden ayırt etmek gerçekten zor benim için. Hangi yakadaysanız ona gidin, mutlaka ikisini de düzenli aralıklarla ziyaret edin derim ben.

Devamı ve pizzacılar için hemen aşağıya tıklayın!

6 Eylül 2013 Cuma

Safari için 12 Pratik İpucu/Kısayolları - Yeni Başlayanlar için MAC

Üniversitemde okuduğum bölüm Matlab, ChemCad, Pymol gibi programları gerektirdiğinden ve bu programlar Macintosh'da çok da verimli olmadığından eski laptopumla idare etmek zorunda kalmıştım ancak mezun olur olmaz Windows'un vasatlığından ve hatalarından bezmiş olarak ben de Mac ailesine katıldım :)

Üzerinden çok geçmedi ama keşfedilecek o kadar güzel şey, o kadar ince düşünülmüş kısayollar var ki insan her defasında şaşırıyor! Aldığımdan beri öğrendiğim, sizin de işinize yarayacağına inandığım Macbook'un web tarayıcısı Safari için olan kısayolları, ipuçları, gerekli komutları sizlerle paylaşmak istedim. 

Bunların hepsini mouse ile yapabiliyorsunuz ama benim gibi bilgisayarı oldukça hızlı kullanan birisiyseniz bir yerden sonra klavye ile her şeyi halletmek zaruri hale gelecektir.

Kısacası biz bu yazıya Safari 101 : Yeni Başlayanlar için Safari diyebiliriz :)

Öncelikle yazıda yer alan butonları tanıyalım:

Command ve Control:
Bazı Macbooklarda control yazısı Kntrl şeklinde görebilirsiniz.

Tab:
Bazı Macbooklarda tab yazısı yerine sağa doğru ok ve yanına dik çizgi görebilirsiniz

1) Yeni Sekme Açma - Sekme Kapatma 

Safari'de en çok kullandığım kısayolun yeni sekme açma ve kapatma kısayolları olduğunu söyleyebilirim, bir yerden sonra eliniz alışıyor ve oldukça hızlanıyorsunuz. Her seferinde mouse ile bu işi yapmaya kalkmak, sizi inanılmaz yavaşlatıyor.

Yeni Sekme Açma: Command + T
Seçili Sekmeyi Kapatma: Command + W

2) Son Kapatılan Sekmeyi Açma - Hayat Kurtarır

Gezinirken sekmeyi yanlış kapatma hepimizin başına gelen oldukça can sıkıcı ve baş belası bir durum kabul edersiniz ki. Google Chrome bunu yeni güncellemelerinde "Son Kapatılan" diye bir bölüm getirerek düzeltti. Elbette ki "kullanıcı dostu" Macintoshumuzun web tarayıcısı Safari de bunu düşünmüş durumda. Safari'de en son kapattığınız sekmeyi yeniden açmak için herhangi bir durumda kullandığımız geri al komutunu kullanıyoruz aslında.

Son Kapatılan Sekmeyi Geri Açma: Command + Z

3) Yeni Pencere Açma 

Bu da diğer tarayıcılar ile aynı mantıkta işliyor Safari'de. Diğerlerinde Control + N yaparken, Safari için Macbook'ta control tuşu yerine kullandığımız Command + N 'yi kullanmak gerekiyor.

Yeni Pencere Açma: Command + N

4) Safari'yi Tam Ekran Yapma - Tam Ekrandan Çıkma

Her seferin üste gidip, çubuğun görülür hale gelmesini beklemek ve ardından tam ekran yapma tuşuna tıklamak bana bir süre sonra zor gelmeye başladı ve zaman zaman sebebini bilmediğim bir şekilde üste doğru gittiğimde üstteki bar açılmıyordu. Klavye kısayolu var mı diye arattığımda, ezberlediğim kısayolu sayesinde artık çok daha rahat ediyorum.

Safari'yi Tam Ekran Yapma - Tam Ekrandan Çıkma: Command + Control + F

5) Sayfada Arama Yapma

Sayfada arama yapma mantığı diğer tarayıcılarla aynı aslında. Google Chrome, Internet Explorer, Mozilla Firefox gibi tarayıcılarda bunun için CTRL + F tuşlarını kullanırken, Safari'de de kelime aratmak için Command + F tuşunu kullanıyoruz.

Sayfada Arama Yapma: Command + F

6) Sayfayı / Sekmeyi Yenileme

Windows'tan kalma alışkanlıkla ilk Safari'de sayfayı yenilemek istediğim zaman hemen F5 tuşuna bastım ama tabii ki hiçbir şey olmadı. Her ne kadar adres çubuğunun yanındaki yuvarlak şeklindeki oka tıklayarak bu işi halletsek de yine klavye kısayolu bize hız kazandıracaktır.

Sayfayı / Sekmeyi Yenileme: Command + R

7) Geride Bıraktığınız Sayfaları Görmek İçin

Bildiğiniz gibi Safarinizde sol üstteki "sol ok" şeklindeki geri tuşuna tıkladığınızda bir önceki sayfaya geri dönüyorsunuz, 2 kere tıkladığınızda 2 önceki ziyaret ettiğiniz sayfaya geri dönüyorsunuz ancak bu sayfaları onlara geri gitmeden görmenin yolu var mı? Elbette ki var.

Geri butonun üzerine basılı tutarsınız, daha önceki sayfaları görebilirsiniz.

8) Sekmeler Arası Gezinmek

Açtığınız sekmeler arasında onlara tıklamadan gezinmek isterseniz Safari bunu da düşünmüş :)

Sekmeler Arası Gezinmek: Control (kntrl) + Tab

9) Bağlantıyı Yeni Sekmede Açma

Gezdiğiniz sitede bir link gördünüz ve tıklayacaksınız ancak bulunduğunuz sitenin de kapanmasını istemiyorsunuz. Bu durumda yapabileceğiniz en iyi şey o bağlantıyı yeni sekmede açmak. Elbette bunu o bağlantıya touchpad ile sağ tıklayarak ve ardından "Yeni Sekmede Aç" diyerek yapabilirsiniz ama yine vakit kaybı! Bu kadar kolay bir kısayolu varken ne gerek var ?

Bağlantıyı Yeni Sekmede Açma: Command + Bağlantıya Tıklayın 

10) Hızlıca Ana Sayfaya Gitme

Hızlı bir şekilde ana sayfanıza gitmek isterseniz Command + Shift + H kısayolunu kullanabilirsiniz.

Ana Sayfaya Gitme: Command + Shift + H

11) Adres Çubuğuna Gitme 

Tam ekran olmadan Safari'de adres çubuğu gözükmüyor ya da tam ekran olsa bile adres çubuğuna gidene kadar bunun için yine güzel bir kısayol var mı? Elbette ki var. Özellikle tam ekran modunda kullanmadığınız zaman bu kısayol ile hemen adres çubuğuna gidiyorsunuz.

Adres Çubuğuna Gitme: Command + L

12) Macbook'da Ekran Görüntüsü Almak ( Printscreen )

Aslında bu konu Safari konusuna girmiyor ama ekran görüntüsü alma olayını ben en çok internette gezinirken yani Safari kullanırken yaptığım için yazıya dahil etmek istedim ki bu da oldukça kullanışlı bir kısayol. Windows'ta Gadwin PrintScreen gibi mucize güzellikte bir program kullanmıyorsak ekran screenshotını almak için Printscreen tuşuna basıyorduk, ardından Paint'i açıyor, Yapıştır diyor ve sonrasında resmimizi kaydediyorduk ya da Ekran Alıntısı Aracı'nı bulup onu açıyorduk.

Program kullanmıyorsak hepsi çok uzun süren ve zahmetli bir süreç. Macbookumuz her şeyi düşündüğü tabii ki bunu da düşünmüş ve bizim için programa gerek kalmaksınız klavye kısayoluyla bu işi halletmemizi sağlamış.Üstelik tüm ekran yerine sadece istediğiniz ve seçeceğiniz bir bölümün screenshotını istiyorsanız bu da çok kolay!

Tüm Ekran Görüntüsü Alma (PrintScreen): Command + Shift + 3
Tüm Ekran yerine Belirli bir yerin Görüntüsünü Alma : Command + Shift + 4 ( dedikten sonra resmini almak istediğiniz bölümü seçmek kalıyor geriye!)

Komutları kullandıktan sonra aldığımız resmi direkt olarak masaüstümüzde bulabiliriz :) Öyle başka bir program aç, yapıştır , kaydet gibi şeylerle de uğraşmamıza gerek yok!


Muhtemelen bir sürü Safari kısayolu daha vardır ama şimdilik sadece bunlara ihtiyacım olduğu için diğerlerini bilmiyorum. 

Şunu garanti edebilirim istediğiniz her şeyin mutlaka bir yapılış şekli ve kısayolu vardır Macbook'ta ya da Safari'de. Hele ki o özellike daha önce Windows'ta varsa..







4 Eylül 2013 Çarşamba

Starbucks Kahve Rehberi - Ne Kaç Kalori?

Eminim benim gibi herkes Starbucks'da içtiklerinin içeriğini ve kalorisini merak etmiştir.

Şu sıralar evde temizlik ve tadilat olduğu ve ben de biraz boş olduğum için dışarda vakit geçirmek durumundayım :) Arkadaşlarım çalıştığından dolayı haliyle sabahtan akşama kadar keyifle vakit geçirilebilecek, en sevdiğim içecek olan kahve ve çay yudumlayabileceğim yer olan Starbucks geliyor aklıma ve sabahtan akşama kadar burada vakit geçiriyorum. Çalışanlarla yakında kanka olacağım diyebilirim.

Madem burada bu kadar vakit geçiriyorum ben ve benim gibi Starbucks sevenler için hep merak edilen içeceklerinin içeriğini ve kalorisini bir yazıya dökeyim de herkes faydalansın dedim.


Diyet mi yapıyorsunuz?


O zaman sizi kahvenin en "sade" haliyle tanıştıralım. Starbucks'ta neredeyse kalorisi yok denilecek kadar 3 içecek var esasında; Filtre Kahve (Brewed Coffee), Caffe Americano ve Espresso. Düşük kalorili olmaktan da öte kendinize gelmenizi sağlayacak, gerçek kahve tadını verecek olan bu 3 güzel ürün özellikle sabahları benim favorim.

Ürünlerin içeriğine ve kalorilerine girmeden önce şunu belirtmekte fayda var ki Starbucks'ta ürünleri alabileceğin 4 çeşit boy var. Short, Tall, Grande, Venti. 


Büyüklüklerine bakacak olursak;
Short Boy: 237 ml
Tall Boy: 355 ml
Grande Boy: 473 ml
Venti Boy: 606 ml

Orta boy kahve içtiğinizde neredeyse yarım litre kahve içmiş oluyorsunuz haberiniz olsun :)

Filtre kahve (Brewed Coffe): Günün kafeinli ya da kafeinsiz filtre kahvesi. Short Boy 3 kalori, Venti Boy ise sadece 6 kalori. Eğer filtre kahve sevenlerdenseniz kalorıi ve lezzet açısından müthiş bir tercih :)

Caffe Americano: Yoğun espressonun sıcak suyla inceltilmesinden elde ediliyor. Filtre kahveye göre nispeten daha yumuşak bir içime sahip. Americano da oldukça düşük kalorili içeceklerden. Short boy 6, Tall boy 11, Grande boy 17, Venti boy ise 23 kalori.

Espresso: İtalyanların vazgeçilmez kahvesi espresso, güne zinde başlamanın en enerjik yolu. Özel kavrulmuş yoğun bir kahveden elde ediliyor.Solo espresso 6 kalori, double(doppio) espresso ise sadece 11 kalori.

Bunların yanında pek tercih edilmeyen Coffe Press çeşidi var. Bu da sizin tercihinize bağlı olarak seçeceğiniz çekirdek kahvesinin kahve presinde 1 kişilik, 2 kişilik ya da 3-4 kişilik olarak demlenmesinden elde ediliyor. Bunu hepimiz evde kolayca yapabileceğimizden, Starbucks'a kadar gelmişken elbette ki evde yapamadığımız kahveleri tercih etmeyi daha mantıklı buluyoruz :)


Ne Sade Kahve ne de Sade Çay diyenlere..

Chai Tea Latte: Benim en büyük favorim elbette ki Chai Tea Latte. Ambiyane tabirle "sütlü çay" diyebiliriz bunun için. İlk duyduğunuzda ve daha tatmamışsanız kulağa kötü gelebilir, lezzetsiz gelebilir ve hemen burun kıvırabilirsiniz ama kıvırmayın! Bu akla gelen sütlü çaylardan değil :) Aromasıyla, içeriğiyle, hele ki bir de üstüne nane şurubu ekletirseniz daha da müthiş olan tadıyla hem benim hem de Starbucks müşterilerinin en vazgeçilmez içeceği Chai Tea Latte. İçeriğine gelecek olursak, siyah çay ile bitki özü karışımının sıcak su ile inceltilmesi, üzerine eklenen buharla ısıtılmış süt ile elde ediliyor.Özellikle tarçın sever biriyseniz, kaçırmamanız gerek.

Chai Tea Latte'nin de kalori bazında pek masum olduğunu söyleyemeyeceğim :) Short boy 129, Tall boy 194, Grande boy 255, Venti boy ise 322 kalori. Doğru bir tercih yapıp "yağsız" sütten yapılmasını istersek bu değerler sırasıyla 103, 154, 204 ve 256 kaloriye düşüyor. Ne diyim "pahalı" bir zevk kalori açısından!


Keyfine Düşkün Olanlara..


Banane kalorisinden, ben keyfime bakarım, aldığım tada bakarım diyorsanız yine bir sürü keyfinize göre uygun içecekler mevcut.

Caffe Misto: Pek içilmeyen ve pek bilinmeyen bir kahve çeşidir bu Starbucks'ta.  Günün filtre kahvesinin buharla ısıtılmış süt ile karıştırılmasından elde edilir. Short boy 65, Tall boy 97, Grande boy 126, Venti boy ise 160 kalori içeriyor. Yağsız süt tercihinizde ise sırasıyla 37, 56,74 ve 92 kaloriye düşüyor.

Caffe Latte: Espressonuz ile buharda ısıtılmış sütün muhteşem karışımı bize latte lezzetini sunuyor. Kalori olarak elbette biraz daha tuzlu :) Short boy 113, Tall boy 176, Grande boy 223 kaloriye sahip. Eğer akıllılık yapıp "yağsız süt" tercih ederseniz bu sırasıyla 67, 102, 131 kaloriye düşüyor. Yağsız sütten yapılan Venti boy Caffe Latte ise 168 kaloriye sahip.

Cappuccino: Latte ile beraber kalori/lezzet oranlarında en düşüklerden bir İtalyan klasiği daha Capuccino. Latteden farkı ise espresso ile buharda ısıtılmış ve bu sefer "köpürtülmüş" süt ile elde edilmesi. Kalori olarak baktığımızda Short boy 92, Tall boy 108, Grande boy 136, Venti boy 184 kalori içeriyor. Yine bana göre tat farkı yaratmayan "yağsız" yani non-fat süt kullandığınızda bu değerleri sırasıyla 55, 64, 82 ve 109 kaloriye düşüyor.

Caramel Macchiato: İçeriğine oranla bakarsak kalorisi için "masum" diyebiliriz aslında.Vanilya şurubu , buharda ısıtılmış süt, süt köpüğüne eklenen espresso ve karamel ile hazırlanıyor. Short boy 137, Tall boy 201, Grande boy 269, Venti oy 337 kalori. Pek de masum değilmiş yahu! Yine "yağsız" süt tercih edersek, sırasıyla 97, 142, 193 ve 239 kaloriye düşüyor caramel macchiato tercihimiz.

Caffe Mocha (kremalı) : Mocha sosu, espresso, buharda ısıtılmış süt ve krema ile hazırlanıyor bu ürün. Vereceğim kalori değerleri krema içeren mocha için ama elbette krema tercih etmeyerek kaloriyi ciddi anlamda azaltabilirsiniz. Kalori değerlerine baktığımızda Short boy 191, Tall boy 281, Grande boy 353, Venti boy ise 437 kalori. Yağsız süt tercih edersek sırasıyla 153, 219, 277, 336  kalori! Bu kalorinin çoğunluğunun kremadan geldiğini unutmamak gerek, kremayı çıkarttırdığınızda gayet rahatlıkla içebilirsiniz :)

White Chocolate Mocha ( kremalı ) : İşte içerdiği kalori miktarını öğrenene kadar her seferinde çok da severek tükettiğim kalori canavarı! White Chocolate Mocha nasıl yapılıyor derseniz beyaz çikolata sosu, espresso, buharla ısıtılmış süt ve krema diyebilirim. Short boy 260, Tall boy 383, Grande boy 489, Venti boy ise 608 kalori. Efsane değil mi? Yağsız süt tercih ederseniz sırasıyla 222, 322,414 ve 507 kalori. Bence yine kurtarmıyor :) En iyisi kremasız yapılmasını rica ederek oranın düşmesini sağlayın, hoş yine bile kayde değer bir kalori alıyoruz maalesef.

Premium Hot Chocolate (kremalı ) :  Bazıları da klasik sever ve sıcak çikolataya oldukça düşkündür. Ben de pek severim esasında. Starbucks'ın özel toz karışımı , krema ve kakao tozunun birleşiminden oluşur. İçerisinde soya vardır, alerjisi olanlar dikkat! Kalori olarak Short boy 293, Tall boy 433, Grande boy 556, Venti boy ise 690 kalori! White Chocolate Mocha'dan bile fazla! Yağsız süt tercih edersek, sırasıyla 267, 393, 505 ve 624 kalori oluyor. Kremasız tercih edersek bu oran daha da düşer elbette.

Ben pek sevmesem de bu ürünlerin buzlu seçenekleri ve Frappuccinolar da benzer özellik gösteriyor sıcaklarıyla. Aromalı Frappucinolar elbette daha fazla kalori ve yağ içeriyor. Krema varsa da mutlaka kremayı çıkartmak gerekiyor düşük kalori almak gibi bir derdimiz varsa.

Kahvelerinizi kafeinsiz ya da kafeinli olarak tercih edebiliyorsunuz ya da kahvelerinizin içine "şurup" ekletebiliyorsunuz. Tadı elbette güzelleştiriyor ama onların da ekstra kalori ve yağ kattığını unutmamak gerek. Laktoza karşı alerjiniz varsa laktossuz süt seçenekleri her şubede olmasa da çoğu şubede mevcut.Eğer uyanmaya ihtiyacınız varsa, espresso içeren ürünlerde daha fazla espresso da tercih edebiliyorsunuz.

Esasında işin özeti sütlerimizin yağsız olması, içerisinde varsa krema ister sıcak, ister soğuk içecek olsun kesinlikle kremasız hazırlanması ve olabildiğince daha sade ve aromasız içeceklerin tercih edilmesi en doğrusu olacaktır :) 

Ben bu oranları ilk duyduğumda biraz şok olmuş, kalori bakımından hayal kırıklığına uğramıştım. Bir kahve içeceğim diye 2 adet Magnum kadar kalori almak istemem elbette :)

Herkese iyi kahve keyifleri!










3 Eylül 2013 Salı

Bozcaada Tatil Rehberi! Ne Yapılır?

Üzüm ve şarabın memleketi, şirin mi şirin bir ada: Bozcaada 


30 Ağustos Zafer Bayramımızın Cuma gününe gelmesini ve tatil olmasını fırsat bilerek 2 gecelik giden herkesin öve öve bitiremediği Bozcaada tatili yapalım dedik. Her şeyi gitmeden önce / yapmadan önce araştıran ben, yine başladım araştırmalara. Bloglardan okudum, arkadaşlara sordum, FourSquare'den, TripAdvisor'dan baktım ve yapılacakları not aldım. Geçirdiğimiz çok keyifli bir hafta sonunun ardından da evime döner dönmez tatilimi ve tavsiyelerimi kaleme almak istedim :)

Bozcaada'ya nasıl gidilir, nasıl dönülür, hayat kurtaran tüyolar, Bozcaada'da ne yapılır, ne alınır, ne içilir, nereler gezilir derseniz bu yazı tam size göre!

Bozcaada'ya Geyikli sahilinden feribot ile ulaşıyorsunuz. Saat 08:00'den itibaren saat başı feribot var. Yoğun zamanlarda ise saatsiz, doldur kalk modelini uyguluyorlar ve olabildiğince aralıksız seferlere devam ediyorlar. 08:00 feribotu için 7:30 gibi orada olsam da arabam küçük olduğu için son araç olarak 09:00 feribotuna ancak binebildim ve adaya vardım.

Ardından kendimizi taş evlerin güzelliğine, rengarenk çiçeklerin büyüsüne, Bozcaada'nın temiz havasına ve sokak başlarından gelen mis gibi şarap kokularına kaptırarak güzel bir tatile başladık. Böyle hikaye gibi yazmak çok güzel olsa da daha derli toplu olması açısından düzenli ve başlık başlık yazacağım.

Devamı için aşağıya tıklayın!

Bozcaada
Bozcaada'nın Müthiş Sokaklarından bir görüntü


1 Eylül 2013 Pazar

En Güzel Kahve Keyfi için… Ne Yapmalı, Ne Almalı?


Kahve keyfi ben ve benim gibi bir çokları için çok ayrı bir yerde. Bazen uykumuzu açmak için, bazen kitap okuma zevkimize eşlik etmesi için, bazen dışarda kar yağarken manzarayı izlemek bazense serin bir yaz gecesinde mehtaba eşlik etmek için. Sabah kalktığınızda mis gibi taze çekilmiş kahve kokusunu içinize çekmek günün güzel geçeceğinin en büyük işareti değil midir?

En Güzel Kahve Keyfi İçin..
Kahve Kokusu.. Bağ ağrısını geçirir, mutluluk verir değil mi?

Kısacası her mevsim, her gün, her gece, her an kahve keyfi hepimiz için vazgeçilmez ve hayatımızın bir parçası. İnsan elbette en iyi kahveyi, en iyi şekilde içmek istiyor ki bu binlerce yıllık kültürün günümüze getirdiği lezzetten daha fazla keyif alabilsin. Eğer sizde suda çözünebilen hazır kahvelerin sunta gibi tadından bıkmışsanız, bu yazıyı mutlaka okumalısınız.

Devamı için aşağıya tıklayınız!

Zorunlu Araç Muayenesi (TÜVTÜRK) – Nasıl yaptırılır? Tavsiyeler!


Her araç sahibinin çekilmez çilesi olmuştur hep zorunlu araç muayeneleri. Son zamanlarda randevulu sistemle oldukça sistemli hareket etseler de gitmesi, gelmesi, hazırlıkları ve hele ki ağır kusurlu bulunmanız durumunda uğraşacağınız onca şey ciddi bir zaman ve enerji gerektiriyor.

Ağustos ayının ortasında 2010 yılında aldığım aracımın muayenesinin bitmesiyle, ilk defa zorunlu araç muayenesi yaptırtmam gerekti.  Gidecek olanlar, bu konuda yardım  ve bilgi arayanların hayatını kolaylaştırmak için yaşadıklarımı yazacağım.

Türkiye çapında muayene işlemlerini TÜVTÜRK yönetiyor. Muayene için öncelikle Tüvtürk’ün sitesinden randevu almak gerekiyor (http://www.tuvturk.com.tr) . Plaka numarası, şase no gibi bilgiler girerek uygun yer ve saate randevunuzu alabiliyorsunuz. 

1) Randevu alırken ilk dikkat etmeniz gereken nokta Egzos Emisyon Ölçümünü TÜVTÜRK İstasyonlarında yaptırmamanız. Dışardaki yerlere göre oldukça zorladıklarını, çok dikkatli baktıklarını ve bir çok aracı bu nedenle kusurlu bularak muayeneden geçirmediklerini şahsen biliyorum. Muayeneden önce herhangi başka bir yerde, Egzos Emisyon Ölçümü yaptırıp, TÜVTÜRK’e göre aynı ücreti ödeyerek Egzos Emisyon pulumuzu alıyoruz ki muayene de bu kısmı garanti altına alalım.

2) Randevunuzu alırken dikkat etmeniz gereken en kritik nokta; randevu saatini mümkün olabildiğince erken alın! Gün içerisinde randevulu dahi olsanız, polis arabaları gibi arabaların muayenede geçiş üstünlüğü ve sabahki muayenede ağır kusurlu bulunan araçların sahiplerinin kusurları düzeltip, 1-2 saat sonra tekrar gelip sizin önünüzden sıra alması randevu saatlerinin gün ilerledikçe doğru orantılı bir şekilde sarkmasına sebep oluyor.

Muayene randevunuzu en erken saate aldıktan ve Egsoz Emisyon Ölçümü başka bir yerde yaptırtmaya karar verdikten sonra geriye muayeneden geçmek kalıyor. Muayaneden geçebilmek için TÜVTÜRK sitesinde muayene öncesi, esnası ve sonrası yapılması gerekenler hakkında bazı check listler LİNK konulmuş durumda. Onları kontrol ederek aracınızın uygunluğunu görebilirsiniz. Kabaca özetlemek gerekirse sizin elinizden gelen kısımda aracınızın dörtlü sinyal farları dahil tüm farlarının ( sis fari dahil nedense ) çalışıyor olması, -her ne kadar benim muayenemde kontrol etmeseler de - arkada 2 adet üçgen reflektör olması, stepne olması, son kullanma tarihi geçmemiş yangın tüpü olması ve yasaya uygun tam teşekkül ilk yardım malzemesi bulunması gerekiyor. Aracınızın tüm ön ve arka koltuktaki tüm kemerleri takılıp, çıkartılabilir olmasına, ön ve arka sileceklerin çalışıp çalışmadığına da özellikle dikkat ediyorlar.

Ben bu işlemlerimi TÜVTÜRK – Orhanlı Şubesinde yaptırdım. Randevumu saat 09:30’ aldım, 09:15 gibi orada oldum ve sıra numarası aldığımda  bana gelen numara 961 olmasına ragmen sıra 918 di. İçimden “sözde randevulu” sistem diye sitem ederken, sıra numarasının bir anda 952’ye atlaması ile endişelerim son buldu ve saat 10:15 sularında muayeneden hafif kusurlu olarak geçmiş, yola çıkmış bulunmaktaydım. Hafif kusurumun sebebi de ön farlarımın ayarlarının bozuk oluşuydu.
Ağustos 2013 ayında muayene ücreti binek araçlar için 159 TL. Muayenemi bir gün geciktirdiğim için yaklaşık 8 TL gecikme ücreti ödedim fakat bu gecikme günlük değil, aylık bazında. Son muayene tarihinden itibaren 1 gün yerine 25 gün de gecikseydim 8 TL veriyor olacaktım.

Yeni randevulu sistemde zorunlu araç muayenesi randevuyu sabahın en erken saatlerine almayı başarıp, gelmeden muayene şartlarını iyi gözden geçirip ağır kusurlu olarak kalmadıkça oldukça basit ve hızlı bir işlem. Belki de gittiğim şube itibariyle şanslıyımdır ama gözünüzün korkmasına ya da gözünüzde büyütmenize gerek yok derim J

Düşük Kalorili, Doyurucu Ara Öğün Arayanlara : Ülker Kellogg’s Special K Kraker !


Bu aralar biraz kilo almamla, diyet ve spora başlamam bir oldu tabii ki. Haliyle başladık araştırmalara! Herkesin ağzından çıkan tek ortak nokta; sık ama az ye, öğün atlama ki vücut açlık moduna girip, yağları korumasın, gelen ilk besini kıtlık modundayız diye yağa çevirmesin!

Bana sık yeme kısmı çok güzel uyuyor tabii ki ama az yeme kısmına uyamıyorum nedense! Çalışırken, okurken restoranlarda cafelerde düşük kalorili bir ara öğün bulamıyorsunuz haliyle. O yüzden her an yanımda taşıyabileceğim, nispeten uygun fiyatlı, lif oranı yüksek ( tok tutsun diye ) ürünler bakmaya başladım ve şans eseri Migros’ta kampanyası olduğu için karşıma ara öğün mucizesi Ülker Kellogg’s Special K Kraker çeşitleri çıktı!

Fesleğenli ve Domatesli Naneli olmak üzere 2 çeşit
Şöyle bir baktım; Domates Nanelisi ve Fesleğenlisi var. Lif oranı yüksek, kalorisi çeşidine gore porsiyonu 66 ve 62 kalori olmak üzere oldukça düşük ve fiyatı sadece 50 kuruş. Hemen aldım tabii ki denemek için iki çeşidinden de ve kısa sürede hayranı olarak, -bu fiyatının ne kadar devam edeceğini bilmediğim için- 10-12 paket aldım ve her gün ara öğünümde akşam üstü şekersiz yeşil çayımla beraber Kellogg’s Kraker tüketiyorum. Ara öğünde bir avuç içi cevizden daha az kalori almak ve doymak güzel bir duygu J

Ürün paketinin içerisinde 30 gr yani 2 porsiyon kraker var, ben ara öğünümde yarısını yani 1 porsiyon tüketiyorum.

Meraklısına besin değelerini yazacak olursam;

Domates Naneli Ülker Kelogs Special K Kraker ( Her 100 Gram için ) :
Kalori: 440 kcal
Yağ: 10 gram
Karbonhidrat: 81.3 gram
Şeker: 7.5 gram
Lif: 3.6 gram
Protein: 7.8 gram
Tuz / Sodyum: 3.1 / 1.23 gram

Sadece 50 kuruşa gün içerisinde 2 ara öğününüzü düşük kalori alarak ve doyarak atlatabiliyorsunuz. Araştırmalarım devam ediyor yeni ara ürünler keşfettikçe yazacağım ve herkesin faydalanması için tavsiyelere de açığım J

10 Ağustos 2013 Cumartesi

Askerliği Tecil Ettirmek - Ne Nasıl Yapılır?

"Askerlik, askerlik şubesinde başlar ve biter."

Herhangi bir askerlik şubesinde asılı bir yazıdır bu. Tecil işlemleri için dahi çok sıra beklenildiğinden, askerliğin o gün başladığından söz eden yorumlar dolu internette. Kara kara düşünmeye başladım nasıl ettireceğim, o sıcağın altında kim bilir kaç saat bekleyeceğim, nasıl olacak diye. Bir yandan üşeniyordum ama mezun olduktan sonra 2 ay içerisinde yapmam gerektiği ve tatile çıkacağım için tecil ettirmek durumundaydım. Başladım araştırmaya, İstanbul'da en rahat ve en boş askerlik şubesi hangisidir, gerekli belgeler nelerdir diye.

Neticesinde geçen hafta askerliğimi tecil ettirdim, ettirirken internette yeterli bilgi ve tecrübe olmadığını fark ettim. Çünkü ne belgeler adam gibi yazıyordu, ne de şubeler hakkında bilgi. Bu yüzden kendi tecrübelerimi yazmaya karar verdim. En ufak bir yararım olursa iyidir :)

Öncelikle kütüğüm Fatih, Kadıköy'de ikamet ediyorum. Fatih için Halıcıoğlu askerlik şubesine gitmek gerekiyor. Bu şube banka gibi işlese de, geçen hafta tecil ettiren arkadaşımın önümde 500 kişi vardı açıklamasından sonra vazgeçiyorum. Kadıköy Askerlik Şubesi de, Üsküdar Askerlik Şubesi ile aynı yerdeymiş. Tahmin edileceği gibi bu iki büyük ilçenin şubesi aynı yerde olunca, tüm yorumlar saatlerce beklediğiniz, sıradan sıraya girdiğiniz şeklinde. Hangisine gideyim diye araştırırken, bir de baktım ki kütüğünüzün bağlı olduğu yere ya da oturduğunuz yerdeki şubeye gitmenize gerek yokmuş. İstediğiniz şubeye gidebiliyormuşsunuz ama tek dezavantaj bazı şubelerde kütüğü oraya bağlı olana ayrı sıra numarası, olmayana ayrı sıra numarası verdikleri için beklemeniz gerektiği.

Bir sürü yorum okuduktan sonra en boş, en rahat ve en az sıra beklenilen iki askerlik şubesinin Kartal ve Adalar Askerlik Şubesi olduğuna karar verdim. Adalar gerçekten mantıklıydı ama zaman zaman komutanlar Adalar da oturmayanı almıyoruz diyerek geri döndürüyormuş ve benim o gün mutlaka yapmam gerektiği için Kartal Askerlik Şubesine gitmeye karar verdim. Burada  şubenin celp döneminde gitmediğinize emin olmanız gerekiyor, buna da MSB Asker Alma Dairesi Başkanlığı sitesinden bakabilirsiniz.

07:30 gibi şubeye gittim, 08:30 'da açılıyordu, sıraya girmeyi bekliyordum ancak kimse yoktu. Zira 08:30'a kadar 2 kişi daha geldi ve toplam 3 kişi olarak içeri girdik. İçeri girdiğimizde telefonunuzu kapatmanız gerekiyor, size 2 tane form veriliyor. Her formun bir kopyası daha var ve her kopyayı doldurmanız gerekiyor. Doldurduktan sonra banka gibi gişe numarası alıyorsunuz, sıra size geldiğinde işleminizi yapmak üzere gişeye gidiyorsunuz.Burada sizden gerekli belgeler alınıyor (aşağıda yazdım), form dolduruluyor, size bir sürü soru soruluyor ( hangi elinizi kullanıyorsunuz, ameliyat oldunuz mu, komando olmak ister misiniz, gözlük kullanıyor musunuz vs. gibi ) ve aile hekimine muayene için gitmeniz gerekiyor. Bu işlem 40 dakikaya yakın sürdü, maalesef devlet dairesi mantığında çok yavaş işliyor. Yine de bana bakın hanım teyzemiz çok yardımcı oldu ve çok sevimliydi.Formu Aile hekimine götürüyorsunuz, boy ve kilo muayenesinden sonra herhangi bir rahatsızlığınız yoksa aile hekimi formu dolduruyor. Dikkat etmeniz gereken nokta; aile hekimi mutlaka forma "Askerliğe elverişlidir" yazmalı. Eğer yazmaz ve şube bunu fark ederse, size tekrar aile hekimi yolları gözükür.

Formu şubeye geri götürdüğünüzde son onaylamalardan sonra askerliğiniz 2 sene tecil olmuş oluyor ve şubeden yeniden sivil hayata dönmenin mutluluğu ve huzuruyla çıkıyorsunuz.

Özetlemek gerekirse;

Askerlik Tecil Etmek için Gerekli Belgeler:
1) Diploma aslı ve 4 tane A4 Boyutunda Fotokopisi
2) Ehliyet varsa aslı ve 2 tane Fotokopisi
3) En az 3 tane vesikalık fotoğraf ( Bazı durumlarda artabiliyormuş siz 6 tane götürün gene de )
4) Kimliğinizin aslı ve 4 tane Fotokopisi

Askerlik Tecili için Dikkat Etmeniz Gerekenler:
1) Kütüğünüzün bağlı olduğu ya da ikamet ettiğiniz yerin şubesine gitmenize gerek yok, istediğiniz şubeye gidebilirsiniz.
2) Her şubenin celp dönemi farklı, sakın ama sakın celp döneminde gitmeyin, çok yoğun oluyorlar ve ilgilenmiyorlar.
3) Aile Hekiminizden başka kimseye gitmeyin, yapmıyorlar. Aile Hekimiz mutlaka forma "Askerliğe elverişlidir" yazmalı.
4) Belgeleriniz mutlaka tam olsun, ne olur ne olmaz diye istenilen evraklardan 3-4 kopya daha fazla götürün.

En Rahat ve En Boş Askerlik Şubeleri:
1) Adalar Askerlik Şubesi
2) Kartal Askerlik Şubesi
3) Pendik Askerlik Şubesi

Bu gibi işlemler her an değişebiliyor ve yeni şeyler çıkabiliyor, şubelerin durumları da her an değişebiliyor, bu yüzden siz de tecrübelerinizi yazarsanız herkesi doğru yönlendirmiş oluruz :)

Hayırlı olsun!

Eşsiz Doğası ile Sapanca - Keyifli Bir Hafta Sonu Kaçamağı

Hafta içerisinde yaşadığımız yoğun iş hayatının stresini ve yorgunluğunu, insan hafta sonunda huzurlu bir yerde dinlenerek geçirmek istiyor. Bazen kendinizle ya da sevdiğinizle başbaşa kalmak, bazense zihninize reset atmak için gerekli hale geliyor hafta sonu kaçamakları.

İstanbul'da hafta sonu her yerin çok kalabalık olduğunu düşünürsek, İstanbul'a 137 km mesafede, yaklaşık 1.5 saat uzaklıkta yer alan doğa harikası Sapanca muhteşem bir hafta sonu kaçamağı için en uygun seçenek haline geliyor.

Yaklaşık 2 senedir yazları bir hafta sonu Sapanca'ya kaçarız kız arkadaşımla, ikisinde de biraz daha sıradışı ve pek bilinmeyen ama muhteşem bir yerde geçirdik kaçamağımızı.

Tavsiyelerimle, yaşadıklarımla, öğrendiklerimle Sapanca'da muhteşem bir hafta sonu programına hazır mısınız?

Cumartesi saat 10:00-11:00 gibi İstanbul'dan Sapanca'ya Anadolu otobanından yola çıkıyoruz, kısa ama keyifli bir yolcuğun ardından Sapanca'ya varıyoruz. Ne demişti Cemal Süreya kahvaltı adlı şiirinde? "Yemek yemek üstüne ne düşünürsünüz bilmem ama kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı"

Güne mutlu başlamak adına güzel bir kahvaltı için ilk durağımız yemyeşil bir doğa içerisinde, arkada kuşların cıvıltılarıyla, şelaleden akan su seslerinin ahenk içinde dans ettiği İstanbuldere Alabalık Evi.

Hellim peyniri özellikle çok güzeldi
Kahvaltıdan sonra hamakta kısa kestirebileceğiniz bir yer İstanbuldere köyünde yer alan bu alabalık evi.  Hemen yukarda gördüğünüz her biri çok lezzetli olan serpme kahvaltıyı kişi başı 30 TL ye yiyebilirsiniz. Güzel bir kahvaltıdan sonra azcık hamakta sallandık, dereye girdik ve yemyeşil doğa ile, birbirinden güzel çiçeklerin sunduğu görsel güzelliğe doyduk. Buranın tek kötü yanı arıların biraz fazla olması, rahatsız edici olabiliyorlar. O yüzden masanıza kahvaltı gelmeden önce, kahve yakmalarını isteyin. Kahve kokusu arıları kaçırıyor ve sizi rahatsız etmemesini sağlıyor. İstanbuldere Alabalık Evine nasıl gideceğiz diyenler daha detaylı bilgiye http://www.istanbulderealabalikevi.com.tr adresinden ulaşabilir ama akıllı telefonunuz varsa Google Maps'i açarak gitmeniz en akıllıcası çünkü bulunması o kadar da kolay olmuyor.

Ardından otele doğru yola çıkılır. Sapanca Otelleri dediğinizde ucuz, pahalı, yarım pansiyon, tam pansiyon derken bir çok alternatif var bir çok yerde fakat aralarında en güzeli, en samimisi ve tertemiz dağ havasını, bol oksijeni içinize çekebileceğiniz huzurlu bir yer varki hepsinden ayrı; Zeliş Çiftliği.
Odamızdan Manzara 
Köşkten çiftliğin görüntüsü
Restorandan Sapanca gölü manzarası
Muhteşem göl manzarası, güzel temiz bir ev ve birbirinden güzel rengarenk çiçekler. Evinizden çıkıp geldiğiniz bu yerde, ikinci bir ev ortamını buluyorsunuz karşınızda. Manzaraya karşı akşamüstü çiftliğin kendi yapımı müthiş şaraplardan içersiniz ( ben erik şarabı içtim, normalde çok şarap sevmeyen biri olarak bayıldım diyebilirim ve hemen eve aldım bir şişe ) ve gün batmaya başlarken manzara karşısında akşam yemeği faslı. Yeni rakınız masaya gelir, duruma ve güne göre yaklaşık 10 çeşit meze ile başlarsınız demlenmeye. Güneş batar, sohbet muhabbet artar, ana yemek, meyve, tatlı derken güzel bir gece sonlanmış, tadı damaklarda kalmış olur. Kavurucu yaz sıcağına rağmen, Sapanca'nın serin gecesinde mışıl mışıl uyurken, sabah mis gibi temiz bir havaya uyandığınızda güzel bir kahvaltı sizi bekler. Biz gittiğimizde zeliha hanım olmadığından börek yok dedi bazı müşteriler ama bu bile beni tatmin etti, bana yetti. Reçel seven biriyseniz, yaklaşık 10-12 çeşit ev yapımı müthiş reçel de sizleri beklemektedir. Kahvaltı sonrası dilerseniz kekler ile dilerseniz karpuz, üzüm ile ağzınız tatlanır, çayınızı yavaş yavaş yudumlarsınız. Her şeyi sindirdikten sonra güzel bir Türk kahvesi artık farz olmuştur.Kaldığınız oda bir köşk içerisinde, köşkün girişinde eski ama antika eşyalar var. Tarihi ambiyans güzel yansıtılmış. Odanızda televizyon, rahat bir yatak, duş, duşta saç kurutma makinası, kettle, su ve bunları kullanarak yapabileceğiniz çay, kahve var. Odamız ve köşk tertemizdi. Fiyat açısından bakarsak hafta sonu 1 gece akşam yemeği, sabah kahvaltısı ve gün boyu tim sıcak içecekler dahil iki kişi 330 TL. Çevre otellerin fiyatına bakınca oldukça uygun bir fiyat ve hiçbir otelde bu kadar güzel bir kahvaltıyı, bu kadar lezzetli mezeleri bulamayacağınıza eminim. Ekstra olarak akşam yemeğinde 35 lik Yeni rakı söyledik, 50 TL ücret ödedik ki yine gayet makul. Detaylı bilgi almak isterseniz; http://www.zelisciftligi.com  u ziyaret edin ve Ali amcayı arayın :) Sitedeki kroki gayet iyi açıklamış çiftliğin yerini, Google Maps kullanmayın çünkü Zeliş Çiftliği ile işaratlenen nokta yanlış olmuş.


Kahvaltıyı ettikten sonra Ali Amca ve Zeliha Teyze'ye veda edip, Sapanca'nın içine inebilirsiniz. Sapanca gölü etrafında çok güzel tesisler ve restoranlar var, gölün dibinde kahvenizi yudumlayarak gazetenizi okuyabilirsiniz. Biz Sapanca Merkezde gölün hemen yanında nargile içmiştik. Akşama doğru eve dönerken ve karınlar acıkmaya başladığında, dönüş yolunda mutlaka Maşukiye'ye uğrayın.Burada da size en büyük tavsiyem Maşukiye Saklı Bahçe Restaurant'a uğramanız.Alabalık gayet lezzetli, köftesi de güzeldi.Daha detaylı bilgi için http://www.saklibahcerestaurant.com ' u ziyaret edebilirsiniz.
Yemek yediğimiz masadan görüntü
Maşukiye'den sonra İstanbul'a huzurlu ve dinlenmiş bir şekilde vardıktan sonra ertesi gün işe bomba gibi gidiyoruz :) Sapanca mutlaka gidilmesi gereken bir yer, Zeliş Çiftliğine gitmeden ölmemeli insan.

Bunlar harici sorunuz, yorumlarınız varsa seve seve cevaplarım.

Sapanca'da muhteşem bir tatil geçirmeniz dileğiyle, iyi dinlenmeler!

9 Ağustos 2013 Cuma

Niye Burdasınız?

Neden bu blogu takip etmek isteyeseniz?
Neden değerli zamanınızı yazılarımı okuyarak değerlendirmelisiniz?

Cevabı çok basit aslında; hepimizin "içten" bir bakışa ihtiyacı vardır.

Bir yere mi gitmek istiyorsunuz?
Bir ürün almak istiyorsunuz fakat kararsız mı kaldınız?
Herhangi bir konu hakkında fikir mi almak istiyorsunuz?
Bir işlem yapacak, tavsiyeler mi istiyorsunuz?
Herhangi bir şey ile alakalı bilgi mi edinmek istiyorsunuz?

Cevabınız evet ise işinize en çok bu yere gitmiş, bu ürünü denemiş, bu konuda fikir sahibi olan, yapmak istediğinizi daha önce tecrübe etmiş biri yarayacak. 

İstediklerinize o yeri, olayı, ürünü vs. daha önce yaşamış biri olarak "içeriden",  aynı zamanda objektif olarak "içten" görüşlerimizi sunacağız.

Amacımız sizin, bizim, hepimizin faydanalacağı, her zaman "doğru" tercih yapmak için bakacağı basit ama kullanışlı bir içerik oluşturmak.

Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için. Hoş geldiniz.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Sevdiyseniz Bizi Beğenin :)