Bozcaada Tatil Rehberi! Ne Yapılır?

Üzüm ve şarabın memleketi, şirin mi şirin bir ada: Bozcaada 

30 Ağustos Zafer Bayramımızın Cuma gününe gelmesini ve tatil olmasını fırsat bilerek 2 gecelik giden herkesin öve öve bitiremediği Bozcaada tatili yapalım dedik. Her şeyi gitmeden önce / yapmadan önce araştıran ben, yine başladım araştırmalara. Bloglardan okudum, arkadaşlara sordum, FourSquare'den, TripAdvisor'dan baktım ve yapılacakları not aldım. Geçirdiğimiz çok keyifli bir hafta sonunun ardından da evime döner dönmez tatilimi ve tavsiyelerimi kaleme almak istedim :)

Bozcaada'ya nasıl gidilir, nasıl dönülür, hayat kurtaran tüyolar, Bozcaada'da ne yapılır, ne alınır, ne içilir, nereler gezilir derseniz bu yazı tam size göre!

Bozcaada'ya Geyikli sahilinden feribot ile ulaşıyorsunuz. Saat 08:00'den itibaren saat başı feribot var. Yoğun zamanlarda ise saatsiz, doldur kalk modelini uyguluyorlar ve olabildiğince aralıksız seferlere devam ediyorlar. 08:00 feribotu için 7:30 gibi orada olsam da arabam küçük olduğu için son araç olarak 09:00 feribotuna ancak binebildim ve adaya vardım.

Ardından kendimizi taş evlerin güzelliğine, rengarenk çiçeklerin büyüsüne, Bozcaada'nın temiz havasına ve sokak başlarından gelen mis gibi şarap kokularına kaptırarak güzel bir tatile başladık. Böyle hikaye gibi yazmak çok güzel olsa da daha derli toplu olması açısından düzenli ve başlık başlık yazacağım.

Devamı için aşağıya tıklayın!

Bozcaada'nın Müthiş Sokaklarından bir görüntü

Bozcaada'ya Nasıl Gidilir?

Otobüsle gitme seçeneğiniz dışında kendi özel arabanızla Çanakkale'de bulunan Geyikli sahilinden feribot ile Bozcaada'ya ulaşımınızı sağlayabilirsiniz. Ağustos 2013 itibariyle bu feribotun ücreti içerde yolcu olsun ya da olmasın 58 TL. Dönüşe ücret alınmadığından, gidiş-dönüş 58 TL şeklinde düşünebilirsiniz. İstanbul'dan gelirken Çanakkale Boğazını geçmek için 4 seçeneğiniz bulunuyor.

• Gelibolu - Çardak (Arabalı Motor) - 15 Dakika
• Gelibolu - Lapseki (Arabalı Vapur) - GESTAŞ - 30 Dakika
• Eceabat - Çanakkale - GESTAŞ - 25 Dakika 
• Kilitbahir - Çanakkale (Arabalı Motor) - 5 Dakika

Çanakkale'den sonra Geyikli-Bozcaada tabelalarını takip ederek Geyikli-Bozcaada feribotuna ulaşabilirsiniz.Benim gibi İzmir yönünden geliyorsanız, Çanakkale'ye gitmeden Geyikli-Ezine tabelalarını takip ederek ulaşabilirsiniz.

Ekonomik Tüyo: GESTAŞ ın işlettiği vapurlardan biri biniyorsanız, binerken Bozcaada'ya gidiyorum diye bilet alırsanız çok daha uygun ve ekonomik bir bilet alarak, Bozcaada feribotuna para vermiyorsunuz.

Bozcaada'da Nereye Park Edilir?

Adaya arabayla giriş yaptığımda, iskeleden çıkar çıkmaz ilk sağa girdiğinizde hemen sol tarafta ilköğretim okulu otoparkı var. Fiyatları gayet uygun olan bu otoparka, otelinizin yerine göre arabanızı dilediğiniz gibi bırakabilirsiniz. Ben 2 gün için 20 TL gibi bir para verdim ki gayet makul. 

Bozcaada'da Nerelere Gidilir?

Cuma sabahı adaya varır varmaz, meşhur Bozcaada kahvaltısını tatmadan olmaz dedik ve kahvaltımızı yaptık. Kahvaltı için yegane önerebileceğim tek mekan; Rengigül Konukevi

Rengigül Konukevi & Pansiyon - Muhteşem Kahvaltı

Çeşit Oldukça Fazla

Adada kahvaltı ediyorsanız, bu kahvaltı Rengigül'de olmadı. Burası esasen pansiyon fakat dışardan da kahvaltı edebiliyoruz. İç ve dış mimarisi, renkli tablolar, cıvıl cıvıl biblolar, melekler, aklınıza gelebilecek her çeşit ev yapımı reçel, müthiş bir konukseverlik, en önemlisi bir tatlı huzur.. Burada kahvaltı yapmadan dönmek demek, ada ruhunu tam olarak yaşamamak demektir bana göre. 

Özellikle domates reçeli, reyhanl omleti çok çok güzeldir, tavsiye edilir. Buradan yerine ulaşabilirsiniz; Rengigül Kahvaltı

Kahvaltıdan sonra zaten oldukça küçük olan yerleşimde kolayca bulunan Rum Mahallesi'ne mutlaka gidilir, her biri birbirinden güzel sokaklarda, çiçeklerle ve boyalarla süslenmiş kapıların önünde bol bol fotoğraf çektirilir. Telefon: 0 286 697 81 7

Dolaştıktan sonra canımız kahve çekti ve 57 çeşit kök bitkinin karışımı ile elde edilen meşhur Lalen Kahvesini tatmak üzere Lale Restoran'a geldik. 

Lale Restoran - 57 çeşit kök bitkiden Lalen Kahvesi

Böyle şirin ve güzel bir yerde bir çok reçel, meze ve ara sıcak bulunuyor. Açıkçası denemedim ama denediklerim arasında Lalen Kahvesi, kahvenin yanında gelen kendi yapımları ve adanın başka hiçbir yerinde bulamayacağınız Vişne Likörü çok çok güzel. Ev yapımı limonatalarını da tavsiye edeceğim gibi, damla sakızı seviyorsanız Damla Sakızlı Muhallebileri oldukça güzel. Hoş sohbetin dibine vuracağız, güzel mekanlardan bir tanesi, burayı da ziyaret etmeden geçmeyin. Daha fazla bilgi için; Lale Restoran Hakkında Telefon: 0 542 744 15 35

Hemen ardından madem Bozcaada'ya geldik, denize girmeden gelmeyelim dedik. Önce herkesin tavsiye ettiği Ayazma Plajı'na uğradık. Yukardan oldukça güzel gözükse de kalabalıktan oturacak yer bulamayınca, kendimizi daha bakir ama güzel olduğuna inanmak istediğimiz diğer koylara gitmeye karar verdik. En ünlüsünün Ayazma Pljanın hemen yanında bulunan Habbele Koyu.

Habbele Koyu - İncecik, Altın Kumun Muhteşemliği

Bakir kalmayı başarmış nadir koylardan biri olarak muhteşem bir güzelliğe sahip bu koy. Altınkum muhteşemliğini burada yaşayabilir, akvaryum gibi denizin tadını doyasıya çıkarabilirsiniz. Sarı ve turuncu renkli, güneşten gelen ışık süzmeleri altında parıldayan kumlar o kadar inceki zaman zaman denize girmenize rağmen üzerinizden çıkmıyor. Denizin rengi turkuaz-mavi karışımıdır ve muhteşemdir. Şezlong ve şemsiye haricinde yiyecek alabileceğiniz bir yer olmadığı için Ayazma'ya göre oldukça sakin ve güzelliğini korumuş. İnsana ayrı bir huzur ve mutluluk veriyor burada zaman geçirmek. Habbele Koyuna gelirken mutlaka merkezden yiyecek/içecek alın da gelin :) Arabayla 5-10 dakikada, toplu taşıma ile Çarşı'dan kalkan minibüslerle ulaşabilirsiniz.

Rüzgar Gülleri & Polente Feneri - Gün Batımının Eşsiz Güzelliği

Böyle muhteşem bir manzaraya tanıklık ediyorsunuz

Akşam üstüne doğru Bozcaada'da gün batımının muhteşem olduğu duymamızla beraber günbatımını izlemeye bu konuda adanın en meşhur noktası olan rüzgar güllerinin bulunduğu yere geldik. Rüzgar güllerini de mutlaka görmelisiniz, hemen altında bulunmak yasak olsa da hemen arkasında size belki de Türkiye'de gün batımını sunuyor. Gün batımının keyfini çıkarmadan önce adanın bana göre fiyatına ve tadına göre en iyi şaraplarına sahip olan Çamlıbağ Şarap Evinden şarabınızı almayı unutmayın. Gün batımı şarapsiz gider mi hiç ? Benim tavsiyem Çamlıbağ Blush.

Çamlıbağ Şarap Evi - Ev Yapımı Leziz ve Ucuz Şaraplar

Gün batımına giderken şarap almanız, eve dönerken ucuz ve güzel ev yapımı sayılabilecek şarapların tadını çıkarmak olmazsa olmaz Bozcaada'da tatile gelenler için. Mutlaka tadına bakılması lazım bağlarda organik şekilde yetiştirilen ve toplanan adaya özel üzümlerden özenle üretilen şarabın.. Biz gittiğimizde kırmızı şarap olarak Kuntra ve Karalahna üzümlerinden elde edilen şaraplar vardı. Tat olarak daha ayrıntıya başka bir yazıda gireceğim ama şimdilik Karalahna'nın daha buruk bir tadının olduğunu, Kuntra'nın nispeten daha tatlı olduğunu söyleyebilirim. Bu iki şarabı da içmeden önce imkanınız varsa hemen açıp, azcık havalandırmanızı tavsiye ederim.Beyaz şarap seven birisiyseniz mutlaka Ayapetro Vasilaki şarabını deneyin.. Kendi zevkinize göre Blush ya da bunlardan birisini hatta hepsini de alabilirsiniz. Fiyatları 13 ile 25 TL arasında değişiyor ki oldukça makul. Şarap seven birinin kaçırmaması lazım :) Sitesine ve konumuna buradan ulaşabilirsiniz; Çamlıbağ Şarapları

Günbatımından dönüşte kahve içip kendimize gelmek istedik doğal olarak. Bu konuda belkide en meşhur ve en iyi kafelerden hemen meydanda bulunan Çınaraltı Cafe'ye gittik.

Çınaraltı Cafe - Damla Sakızlı Türk Kahvesi

Tarihi Çınar Ağacının gölgesi altında konuşlanan bu tatlı ve köy kahvelerini andıran kafede içeceğiniz en önemli şey Damla Sakızlı Türk Kahvesi. Kahvenin yanında likör isteyip istemediğinizi sorduklarında tabii ki evet diyorsunuz :) Çok başarılı yaptıkları Damla Sakızlı Türk Kahvesinin yanında Acıbadem Likörü ve bir adet sigara geliyor. Önce suyunuzu, ardından kahvenizle birlikte sigaranızı içiyor, en sonunda da likörü bir çırpıda içerek bu keyfi tamamlıyorsunuz.

Kahvemizi içtikten sonra odamıza çekiliyor, dinlenip duş aldıktan sonra Ege yöresinin en güzel mezelerini ve balıklarını tatmak için hemen Çarşı'nın göbeğinde yer alan Simyon Meyhanesi'nin yolunu tutuyoruz.

Simyon Meyhanesi -  Geleneksel Rum Meyhane Kültürünü Yaşatan Yer

Sıcacık bir mekan burası, geleneksel rum meyhanesi. Bozcaada Çarşısının bir köşesinde gezinirken burayı gördüğünüzde akşam buraya gelmeliyim hissini oluşturuyor zaten sizde.Adanın meyhane eksiğini kapatan, çok eskilerden kalan geleneksel meyhane kültürünü yaşatan son mekanlarından bir tanesi esasında. Her şey o kadar leziz ve güzel ki insan huzuru ve mutluluğu buluyor yemek yerken Simyon Meyhanesinde.Dostlarla rakılar, şaraplar tokuşturdukça muhabbetin dibine vuruyor, misafirperverliğin tadını çıkartıyorsunuz. 

Ahtapot beğendi, levrek marin, kalamar, karides, girit ezmesi, ara sıcaklar, mezeler, deniz ürünleri.. Aslında hep bir tavsiye verirdim ama burada her şey o kadar güzel ki, şu güzel desem diğerine haksızlık olacak gibi geliyor. 

Adanın en popüler yerlerinden biri olmasına rağmen hiç bozmamış. Gitmeden önce mutlaka rezervasyon yaptırmanız gerekiyor.Simyon Meyhanesinin sitesine buradan, hakkında yazılan güzel bir yazı ve röportaja da buradan ulaşabilirsiniz. Telefon: 0 286 697 84 45

Simyon'da demlendikten sonra geceye devam etmek isterseniz bunun için belki de adanın tek gece 02:30 saatlerine kadar açık mekanı, müzikleriyle insanı cezbeden Polente Cafe'yi denemelisiniz.

Polente Cafe - Bozcaada'da Cihangir'den Kalma Esintiler

Adanın en "kafa" mekanı desek yeridir sanırım. Hemen limandan inince 100 metre ilerde solda, oldukça merkezi, gündüzleri bomboş ama geceleri tıklım tıklım kalabalık, tüm gençlerin ayakta bekleyip şaraplarını yudumladığı, keyifli müzik eşliğinde dans ettiği bir yer burası. Bildiğimiz "kopuş" diye tabir ettiğimiz müziklerden ziyade dinlendirici, keyif verici, zaman zaman jazz, zaman zaman blues  şarkıları da çalan hoş bir mekan ancak adanın ortalam fiyatlarına göre "gereksiz" pahalı diyebiliriz. Bu da tek mekan olmaktan kaynaklanıyor olabilir. Gündüz bomboş olmasına ve tip olarak hiç böyle bir yeri andırmamasına rağmen Polente Cafe bu konuda başarılı. Burası aynı zamanda benim Türkiye'de içtiğim en iyi kahveyi Julius Meinl kahveyi kullanıyor, o yüzden işiniz yoksa burada kahve içmek isteyebilirsiniz.

Adada gece takılmak için tek seçeneğiniz elbette ki Polente Cafe değil en azından gece yarısına kadar takılabileceğiniz, İstanbul'da bulması çok ama çok zor manzara ve konuma sahip Fuska Cafe & Bar var.

Fuska Cafe & Bar - Denize Nazır, Romantik bir Gece

Resim biraz karanlık ama oturduğumuz yerin manzarası anlaşılmıştır

Denizin tam anlamıyla dibinde, muhteşem kale manzarası sağınızda, özellikle sevgilinizle hoş bir vakit geçirebileceğiniz, kokteylleri güzel, fiyatları nispeten uygun mekan. Merak edenler için Fuska kelimesi "böğürtlen" anlamına geliyor. Denizin bu kadar dibinde nargile içmek hoş olur demiştik ama gece yoğunluktan dolayı nargile veremiyoruz dediler.

Giderken mutlaka üzerinize hırka, kazak vs. bir şeyler alır. Konumundan dolayı hem soğuk olabiliyor, hem de rüzgar alıyor.

Ertesi gün otelimizde kahvaltıyı ettikten sonra adanın biraz daha yerel dükkanlarını keşfetmek için yola çıktık. Türk mahellesini, Rum mahallesini gezdik bol bol. Her kapı önünde fotoğraf çektirdik. Rastgele gezerken Şarap Takıları ve Aksesuarları diye bir yere rastladık.

Şarap Takıları ve Aksesuarları - Adaya Özgü Orjinal Aksesuarlar

Sevdiklerinize hediye almak için birebir burası. Şarap için aklınıza gelebilecek her şey ama her şey var. Tutacağından, tıpasına, magnetinden, mantarına, çeşit çeşit kadehlerinden, bebek giysilerine kadar bir çok şeyi satan alabilirsiniz. Ben mantar magnet, çok hoş bir şarap tutacağı, şarabı açtıktan sonra bozulmaması için mantar tıpa, akrabamın bebeğine "Şarap içmeyi tercih ederdim" yazılı bebek önlüğü aldım ama aklım burada kaldı.

Sevindirici haber şu ki internet üzerinden satış yapıyorlar. Sitesine buradan ulaşabilirsiniz.

Bozcaada'ya kadar gelmişken herkesten övgüsünü duya duya merak ettiğimiz Damla Sakızlı Bademli Kurabiyelerden tatmadan dönmeyelim dedik ve bunun için en meşhur ve en güzel yeri Çiçek Pastanesini seçtik.

Çiçek Pastanesi - 150 Yıllık bir Lezzet Geleneği

Kocaman bir çınar altının ağacında, eskiden kütüphane olan çok hoş bir mekanda konuşlanmış Çiçek Pastanesi. Adanın sıcağından yorulduğunuzda kurabiyenizle, ev yapımı limonatanızın tadını çıkartıyorsunuz burada. 150 Yıllık bir geleneğin izlerini taşıdığı ürünlerinin lezzzetinden belli açıkçası. Tadına baktığımız Damla Sakızlı ve Bademli Kurabiyeyi oldukça sevdik ve kilosu 30 TL'den yarımşar kilo alarak evimize getirdik. Pastanenin dondurması da oldukça lezzetli. Adanın sütünden, hiçbir katkı maddesi ve boya kullanılmadan elde ediliyor. Dondurma çeşitlerinin renkleri doğal, herhangi bir müdahale yok. Benim tavsiyem Karadut ve Damla Sakızı çeşitlerini mutlaka denemeniz. Adada kurabiyeleri ile meşhur bir yer daha var; Veli Dede. Orası da oldukça tercih ediliyor ancak biz tadımlarımız sonucu Çiçek Pastanesinin daha iyi olduğuna karar verdik.

İkinci gece vakit geçirmek için adanın merkezinden biraz uzakta Ayazma Koyunda bulunan Koreli'yi seçtik.Simyon Meyhanesinden sonra tavsiye edebileceğim bir yer. Mezeleri ve ara sıcakları oldukça lezzetli, fiyatları da uygun.

Bozcaada'dan Neler Alınır?

1. Çiçek Pastanesinden "Damla Sakızlı ve Bademli Kurabiye"
2. Merkezdeki pazar yerlerinden birinden "Domates, Patlıcan ve Karpuz Reçelleri"
3. Çamlıbağ Şarap Evinden en az 4 şişe şarap "Kuntra, Karalahna, Kuntra Özel Rezerv ve Blush"
4. Şarap Takıları ve Aksesuarlarından hediyelik eşya,
5. Pazardan organik ve muhteşem üzümler ( Mutlaka tadına bakılmalı, yediğim en iyi üzümlerdi!)
6. Taze dağ kekiği.

Bozcaada'da Nerede Kalınır?

Size veremeyeceğim tek tavsiye bu ama nerede kalmayacağınızı çok net bir şekilde söyleyebilirim ki; Gümüş Otel. Oldukça merkezde olmasına rağmen rezalet bir işletmeye, çok kötü bir temizliğe, oldukça eski, bakımsız ve dar odalara sahip bu otel neredeyse Bozcaada keyfinizi bozacak derecede kötü ve yetersiz. Türkiye'de otel denilebilecek son yer belki de! Sakın ama sakın paranızı sokağa atıp, keyfinizi kaçırmayın.

Bozcaada'dan Nasıl Dönülür?

Bozcaada'dan bu sefer ücretsiz olarak yine aynı şekilde feribotla dönüyorsunuz. Ancak bizim gibi bayram, resmi tatil vs. gibi bir zamanda gitmişseniz takdir edersiniz ki ada çok kalabalık olmakla beraber, dönüşteki feribot kuyruğu inanılmaz derecede uzuyor.Burada herkesin bilmediği bir ipucu/tüyo devreye giriyor.

Ne yapmalı? Dönmenizden önceki son gece, son feribot saatinden sonra  (genelde Cumartesi oluyor bu, son feribot saati 00:00 ) arabınızı alıyorsunuz, gece yarısından iskeleye bırakıyor ve sabahki feribot için kuyruğa giriyorsunuz. Arabanızı gönül rahatlığıyla bırakabilirsiniz zira onlarca araç böyle yapıyor.Ancak böyle bir şey yapıyorsanız sabahki ilk feribota yetişmeniz gerekiyor ki bu da 07:30 oluyor. Biz böyle yaptık, oldukça rahat bir şekilde Geyikli'ye geçtik ama akşam üstü trafiğine kalıp çıldırmadan öğleden sonra İstanbul'da olmayı başardık.

Bozcaada'da Hava Nasıl?

Ege Denizinin ortasında olmasından kaynaklanıyor olsa gerek ne kadar sıcak olursa olsun adada hep serinletici bir rüzgar var. Bazen bu rüzgar sıcaklardan bunalmanızı engelleyerek serinletse de, bazen de üşütüyor. Havanın biraz dengesiz olduğunu söylemekle beraber yanınıza özellikle akşam için Temmuzda bile gitseniz mutlaka hırka, kazak, sweatshirt vs. alın ve sonra bizim gibi mekanlarda şal için dilenerek pişman olmayın :) 

Burada bir sürü mekan söyledim, bunlar nerede, nasıl bulacağım diye endişelenmeyin. 

Adada yerleşim yeri o kadar küçük ve dar ki bu saydığım tüm yerleri ( Ayazmadakiler hariç ) yürüyerek maksimum 15-20 dakikada arka arkaya bulabilirsiniz! 

Adanın yerli halkı oldukça sevimli, kime sorsanız da gösterir zaten :)

Herkese İyi Tatiller Diliyorum!